Nadia Murad’ın kendi yaşadıklarını anlattığı SON KIZ kitabını okuyup etkilenmemek mümkün değil. Kendisi bir yezidi ailenin kızı. Sırf yezidi olduğu için maalesef insanlığın yok olduğunu haykıran bir muamele görür. Hem de kendisini müslüman olarak tanıtan sapık bir grup tarafından. Kitabında ona vahşet anlarını yaşatanlara sadece IŞİD demekle yetinmiş. Büyük bir olgunlukla iyi müslümanların da olduğunu bildiğinden kitabında müslüman kelimesini kullanmamış. Bu yönüyle benim gibi müslümanların da takdirini ve sevgisini kazanmıştır. Çünkü bizler de hep söylüyoruz ki IŞİD denen grup kesinlikle bizim inandığımız dine inanmıyor. Kendilerini müslüman olarak tanıtmaları onları ve bizi de müslüman yapmaz. Müslümanlığın kabulü için şartlar açıktır ve son söz Allah’ındır. Ne olursa olsunlar bu tip sapık kişi ve gruplar her ülkede çıkabiliyor.

Tipik yobaz

Bu tiplere YOBAZ denilmektedir. Bu yobazlar bazen muhafazakar zannettiğimiz bir siyasi partinin arkasından koştururlar, bazen bir vakıf arkasından göz kırparlar, bazen sivil toplum örgütleri içerisinde boy gösterirler. Hepsinin ortak bir iç güdüsü vardır o da koltuklarını koruyup ceplerini doldurmak. Bunu yapmak için ise her türlü fırıldağı çevirerek masum insanları gözlerini kırpmadan öldürebilir ve mallarına el koyabilirler onları haksız yere hapse attırabilirler.

Yine bu yobazlar hırsızlık yapar, milletin namusuna göz diker ve bunu sanki mubah gibi göstermek için fetvalar uydururlar. İnsanın içi bozuk olduktan sonra hangi dine girerse girsin hem o dine hem de topluma zarar verebilir. Şimdi bu insanlar istedikleri kadar kendilerini müslüman olarak tanıtsınlar benim inandığım dine inanmadıkları açıktır. Bir alim derki “İnsanların nefes alıp vermeleri adedince tarik vardır”. Evet bu kadar çok gidilen yol var fakat bu yolların hepsi iyi değil. İyi olup olmadığını anlamak ise aslında çok kolay. Kuran ve Hadis ile disipline olmuş mu bakmanız yeterli. Yezidi de olsa birinin ırzına geçmek hangi ayette yazıyor? hangi hadiste veya siyerde var? Yetimin hakkını cebe indirmek hangi ayetle açıklanabilir?

İnsanı düzeltmenin tek yolunun eğitim olduğunu herkes biliyor fakat bu eğitimin kimin vereceği muamma. Eğitim fakültelerinin durumu ortada. Kendisini daha eğitememiş sözde profesörler, doçentler nasıl öğretmen yetiştirebilirler ki. Öğretmen yetişmeyince öğrenci de her yola gitmeye müsait tehlikeli bir hal alıyor.

Eğitim ile ilgilenen yöneticilerin gerekirse ithal ederek kaliteli eğitmenler ile öğretmen yetiştirilmesi gerekiyor. Bunun için devlette artık eğitim politikası üzerinde durmalı. Eğitimde milli ruh ortaya çıkartılıp çocukların hissetmesi sağlanmalı.

Merhum Cumhurbaşkanı Özal’ın şu anısını vererek sözümü bitireyim.

Japon eğitim uzmanları gelmiş ve ülkemizin eğitim sistemini incelemiş, Sayın Özal’ın bürokratlarının da hazır bulunduğu bir ortamda raporlarını sunmuş ve sonuç olarak şunu söylemişlerdi:

“Sizin eğitim sisteminizde milli ruh yok!”

Turgut Özal’ın “Nasıl?” sorusu üzerine şunu anlatmışlardı:

“Biz Japonya’da okula başlayacak çocuklarımıza milli ruh şoklaması yaparız. Onları önce toplu halde hızlı trenlere bindirir, dev fabrikalarımızı, teknoloji merkezlerimizi gezdirir ülkemizin gücünü gösteririz. Sonra da bu yavrularımızı alır Hiroşima ve Nagazagi’ye götürür, orada atom bombası atılan ve yıllardır ot dahi bitmeyen alanları gösterir deriz ki: Eğer siz çalışmaz, bilinçlenmez ve az önce gördüğünüz teknolojiye sahip olmak için çalışmazsanız sonunuz böyle olur.”

Daha Çanakkale’yi görmemiş ve bilmeyen çocuklar var bu ülkede. Milli ruha sahip insanlar ve kaliteli öğretmenler yetiştiği taktirde son kız gerçekten SON KIZ olacaktır.